Ağız kokusunun tanımı dünya tıp literatüründe ilk defa şu şekilde yapılmıştır;
– Bireyin kendisi veya sosyal çevresi tarafından algılanan,
– Kabul edilemez seviyede ve çirkin olarak yorumlanan,
- Vücudun içerisinde (endojen) üretilen,
- A- Ağızdan,
- B- burundan veya
- C- nefesten veya bu üç yolun farklı kombinasyonları ile vücudun dışına atılan,
– Kronik (en az 2 ay), kesintili veya kesintisiz olarak devam etmiş olan kokulara ağız kokusu adı verilir.
– Bu kokuyu yayan canlıya ağız kokusu hastası denir.
- Eğer ağız kokusuna sebep olan çirkin kokulu gaz(lar)ın vücuttan dışarı atılım yolları arasında akciğer ekspirasyon havası (nefes) var ise bu özel duruma nefes kokusu adı verilir.
Ağız kokusunun özellikleri
Bir kişi ağız kokusundan yakınıyorsa başka hiçbir ilave teste gerek olmaksızın o birey ağız kokusu hastasıdır. Ağız kokusu ağrı gibidir. düşünülmelidir. Hasta var diyorsa vardır.
Bireyin kendisinin ağız kokusunu duyması şart değildir. Sosyal çevresinden birisi bireyde ağız kokusu tarif ediyorsa, bu birey ağız kokusu hastası kabul edilir.
Hem bireyin kendisi hem de sosyal çevresi çirkin koku tespit edemiyor ise, halitometre ile yapılan koku ölçümü yüksek bulunsa bile ağız kokusu yoktur.
Bireyin hem kendisi veya sosyal çevresi bir ağız kokusunun varlığını tespit ediyor fakat bu kokuyu rahatsız edici bulmuyorsa ağız kokusu yoktur.
Hayvanlar da ağız kokusu hastası olabilir.
Akut ağız kokusu yoktur. Geçici oral flora değişiklikleri (tonsillit, rinit, akut farenjit, antibiyotik kullanılması vs) sebebi ile ortaya çıkan ve iki aydan kısa devam eden kokular, ağız kokusu hastalığı değildir.
Yemek kokuları ağız kokusu değildir. Sarımsak ağız kokusu yapmaz, sarımsak kokusu yapar. Sigara ağız kokusu yapmaz, sigara kokusu yapar.
Ağız kokusu tanımı halitometrik ölçümlerden bağımsızdır. Halitometre ağızdaki kokuyu kaç gösteriyor olursa olsun ağız kokusu için belirleyici değildir.
Bireyin kendisi veya çevresi rahatsız oluyorsa, halitometre sıfır gösterse bile ağız kokusu vardır. Ki böyle vakalar nadir değildir..
AĞIZ KOKUSU ETYOLOJİK (sebebine göre) SINIFLAMASI
Tip 1 ağız kokuları dil sırtına biriken protein artıkların bakteriler tarafından parçalanması yolu ile meydana gelir.
Tip 2 ağız kokuları burun-akciğer arasında her hangi bir noktada üretilen çirkin kokulu gazlar sebebi ile ortaya çıkar. Sıklıkla bademcik, bronşit ve sinüzit gibi hastalıklara eşlik eder.
Tip 3 ağız kokuları eğer midedeki gazlar çirkin kokulu ise ve mide kapağında sızıntı fazla ise ortaya çıkar.
Tip 4 (nefes) kokuları kan içerisinde çözünmüş gazların akciğer havasına geçmesi ile ortaya çıkar. Böbrek, karaciğer, gut, kanser, metabolik hastalıklar, şizofreni, kalp yetmezliği, kabızlık, laktoz intoleransı, Celiac ve Chron hastalığı ve buna benzer diğerleri. Bu konuda detaylı bilgi bu sayfada bulunmaktadır.
Tip 5 (subjektif) ağız kokularını bireyin kendisinden başka hiç kimsenin algılamadığı kokulardır. İki türlüdür:
Nörojenik form: Gerçekten koku algısı vardır, ama bizler bilmeyiz. Örneğin: retronasal olfaksiyon (genizden koku alma), kemosensor disfonksiyon (tat-koku algısını karıştırma), koku halüsinasyonu, fantozmi (olmayan kokuyu almak). Hepsine birden self halitosis denir.
Psikojenik form: Gerçek bir koku algısı yoktur, birey koku aldığını zannetmektedir. Örneğin halitofobi, halitosis obsesyonu, delüsyonel halitosis gibi. Son ikisine imajiner halitosis denir. Bu konuda detaylı bilgi bu sayfada bulunmaktadır
Tip 0 (fizyolojik) ağız kokuları, bütün ağız kokusu çeşitlerinden biraz ve makul oranda herkeste bulunur. Bireyde mevcut olan her çeşit ağız kokusunun sosyal bakımdan tolere edilebilir miktarlarının toplamına verilen isimdir. Tedavi edil(e)mez. Örneğin sabah ağız kokusu, veya açlıkta duyulan ağız kokusu gibi. Bu kokuyu kabullenmek mümkün ve gereklidir. Fizyolojik kokudan rahatsız olmak normal değildir, bu durum sıklıkla halitofobi hastalarında görülür.
KAYNAK; Dr. Murat Aydın