KEMOTERAPİ — RADYOTERAPİ
Bazı tür malign tümörlerin tedavisinde kemoterapötik ajanlar başarı ile kullanılmaktadır.
Hedef radyoterapide olduğu gibi hızlı çoğalan hücrelerin tahribidir. Bu süreçte tümör hücrelerinin yanı sıra hızlı mitotik aktiviteye sahip oral kavite epiteli, G.İ.S ve kemik iliği hücreleri de etkilenir.
Birçok kemoterapötik ajan ağız epitelinin normal fizyolojik “turn-over” olayını geciktirir. Bu yüzden ağız mukozasında atrofik incelme, buna bağlı ağrılı, eritemli ve ülserli mukoza ortaya çıkar. Ülserler en çok labial mukozada görülür. Bu belirtiler 7–10 gün içinde görülmeye başlanır ve uygulama bittikten 2–3 hafta ( 21 gün)sonra düzelir.
Değişik kanser kemoterapi uygulamasının myelosupresif etkisi ile lökopeni, nötropeni, trombositopeni ve anemi ortaya çıkar. Sonuç olarak kemoterapi gören hastalarda;
- enfeksiyonlara yatkınlık ve yara iyileşmesinde gecikme
- ağızda çok sayıda ülser oluşumu
- kanama problemi vardır
Kemoterapiden öncesi ağız hijyeni iyi seviyeye getirilmeli, çürük profilaksisi uygulanmalı, tedavi edilmeyecek durumdaki dişler çekilmelidir.
Bu hastalar müdahele öncesinde mutlaka konsulte edilmelidir. Kemoterapi sırasında zorunlu tadaviler, antibiyotik verilerek ve lökosit ve trombosit seviyeleri normalse yapılmalıdır. Kemoterapi sırasında oral hijyen iyi seviyede devam ettirilmelidir. Hareketli protezlerin tedavi esnasında kullandırılmaması oluşacak ülserasyonların önüne geçer. Kandida gibi fırsatçı enfeksiyonlar için antifungal ajanlardan yararlanılabilir.
Radyoterapi öncesi hastalarda fokal odakların hepsi temizlenmelidir. Yine ağızda kanser anamnezi bulunan hastalar nüks bulguları açısından dikkatli bir şekilde incelenmelidir.
KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ
Böbreklerin idrar yapımı, artık nitrojen boşaltımı, ilaçların temizlenmesi gibi fonksiyonlarının yanında renin, prostoglandin, eritropoietin ve D vitamini aktif metaboliti sentezi gibi fonksiyonları da mevcuttur.
Kronik böbrek yetmezliği(KBY) sonucu bu fonksiyonlarda ilerleyici bozulmalar ve devamında ilişkili komplikasyonlar gelişir.
KBY’nin en bilindik nedenleri arasında uzun süreli hipertansiyon, diabetes mellitus, glomerulonefrit, ilaçlara bağlı nefrotoksisite (örn:aşırı NSAİ kullanımı) sayılabilir.
KBY’de hastalarda klinik bulgular arasında;
- Hipertansiyon
- Anemi
- Purpura ve kanama yatkınlığı
- Enfeksiyona yatkınlık
- Renal osteodistrofi(fosfat retansiyonu kandaki Ca’u bağlayarak hipokalsemi yapar bu da sekonder hiperparatroidizme neden olarak kemiklerden Ca mobilizasyonunaneden olur, böbrekten D3 vitamininin salgılanmaması da Ca emilimini bozar)
- Hiperkalemiye bağlı disritmiye yatkınlık vardır.
- Fosfat retansiyonuna bağlı asidoz sonucu bulantı, kusma, iştahsızlık şikayetleri oluşur.
KBY sonucunda hastalar dializ veya böbrek transplantasyonu ile tedavi edilirler.
Diyaliz esnasında kanın makinede pıhtılaşmasını önlemek için genellikle heparin kulanılır. Etkisi kısa sürelidir 2–3 saatte geçer.
Hemodializde arterovenöz fistula en sık kullanılan metoddur. Genellikle ön koldan giriş yapılır. Bazı hastalarda da greft kullanılır ve bu türler enfeksiyona daha meyillidir.
Dikkat Edilecek Konular:
- İlaç kullanımı ile ilgili sınırlanmalar: nefrotoksik ilaçlar kullanılmazken(tetrasiklin,cefadroxil,cefaleksin, sülfanomid) NSAİD, Aspirin),
- Penisilin, sefalosporin ve eritromisinde doz ayarlaması yapılmalıdır. Ağrı kesici olarak asedominofen tercih edilmelidir.
- Hipertansiyon
Dialize bağlı değişiklikler:
- Dialize giren hastalara antigoagülan tedavi uygulanır. Dental prosedür dializde olmadığı bir güne ertelenmelidir.
- Kalkulus birikimi bu hastalarda daha fazla olur.
- Yine dialize giren hastalarda Hepatit ve HIV virüsü kapma ihtimali yüsektir.
- Dializde kullanılan greftli ve kalıcı kateterli hastalarda yüksek enfeksiyon riski olduğundan profilaksi konsültasyon önerilerine göre yapılır.
Böbrek transplantasyonunda immunusupresif tedavi nedeniyle gene profilaksi gerekir.
Enfeksiyon gelişimini önlemek için ağızdaki diş kaynaklı enfeksiyonlar derhal tedavi edilmelidir.
Amonyak kokusu: Üremili hastalarda ağızda oluşur, üremili hastalarda kanama problemi olabilir
Oral Bulgular:
- Ağız kuruluğu, metalik tad, tükrük bezlerinde şişlik, sinsi ağız kanamaları ve purpura belirtisi, candidiazis olabilir.
- Çocuklarda olursa gelişim gecikmesi ve diş sürme gecikmesi görülebilir.
- Kahverengimsi renk değişikliği, mine hipoplazisi ve maloklüzyon gözlenir